27-04-2024 09:03

Zeynep Üretürk

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2024
Eğitimi, yeteneği ve yıllara dayanan tecrübesiyle bugüne kadar çok sayıda büyük projeye imza atan başarılı mimar Zeynep Üretürk, kendi adını taşıyan mimarlık ofisinde hem mimari hem de iç mimari ve dekorasyon alanında hizmet veriyor. Başarısını mesleğini sevmesine, disiplinli çalışmaya, zamanı doğru yönetmeye ve hatalardan ders çıkarmasına bağlayan Zeynep Üretürk, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, daha güzel ve aydınlık günler için yılmadan yürümek gerektiğini söylüyor. Üretürk, ‘Kadınlar olarak birleşip ilkelerimizi bayrak yaparak canla başla çalışmak, cumhuriyete olan borcumuzdur’ diyor.
.stripslashes($urun->baslik).

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1991 yılında Sakarya’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Adapazarı’nda tamamladıktan sonra üniversite için İstanbul’a yerleştim. Beykent Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde lisans eğitimimi tamamladım. Mezun olduktan sonra Kocaeli’de İzkon Mühendislik-Mimarlık firmasında mimar olarak işe başladım. İzkon’da görev yaparken firmanın sahiplerinden olan eşim Baturhan Üretürk ile tanıştık ve evlendik. Elif Lina adında dünyalar güzeli bir kız çocuğu annesiyim. Pandemi döneminde işlerimi bir süre evden yürütmek zorunda kaldım ancak bu süreç bana kendi profesyonel yolculuğumda yeni bir kapı aralama fırsatı sundu. Başiskele bölgesinde kendi adıma bir mimarlık ofisi açma cesaretini gösterdim. Özel bir akademide aldığım iç mekân tasarımı eğitimi ile hem iç mekân projelerimi hem de mimari projelerimi birlikte yürütüyorum.

 

İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?

Üniversiteden mezun olduktan sonra iş arama sürecimde birçok yere özgeçmişimi bırakmıştım. Kocaeli’de faaliyet gösteren İzkon Mühendislik ve Teba Mimarlık firmasında işe başlama fırsatı yakaladım. Bu süreç, mesleki kariyerimdeki ilk adımlarımı atmama ve deneyim kazanmama olanak tanıdı.

 

Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?

Kariyer basamaklarını tırmanırken en büyük itici gücüm eşim ve ailem oldu. Sonrasında hep daha fazlasını istemeyi kendime hedef edindim. Bu çaba, beni her zaman bir adım öteye taşımak için en büyük motivasyon ve ilham kaynağım oldu.

 

Sizce başarının altın anahtarı nedir?

Bana göre başarının altın anahtarı kesinlikle ilk önce mesleğinizi sevmenizdir. Disiplinli çalışmak, zamanı doğru yönetmek, hayal gücünü kullanmak, yaratıcılık ve yapılan hataları fırsata çevirerek bunlardan ders çıkarmak bana göre başarının anahtarlarından en önemlileridir.

 

Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun bana göre kesinlikle cinsiyete dayalı mesleki ayrımcılıktır. Kadınların çeşitli mesleklerde çalışamayacakları algısı ne yazık ki iş yaşamında karşılarına çıkan en büyük zorluklardan biri. Çoğu zaman gerek halk arasında gerekse iş yaşamının içinde birçok meslek ‘kadın işi’ veya ‘erkek işi’ olarak ayrılıyor. Bu da kadınların mesleklerini icra etmelerinin önünde çoğu zaman engel teşkil ediyor. Bu algıyı değiştirmenin, bu engeli aşmanın en önemli yolu bana göre başarmak ve her şeyin üstesinden gelinebildiğini göstermektir.

 

İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

Cumhuriyet benim için her şeyden önce güçlendirilmiş toplum, özgürleşmiş ve gücünü eğitimden alan kadın demek. Cumhuriyet; inandıkların ve savaştıkların uğruna gösterdiğin cesaret, inanç, kararlılık ve azim demek. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, daha güzel ve aydınlık günler için ileri ve daha ileri yılmadan yürümek demek. Kendi meslek alanımdan baktığımda cumhuriyet; yaşadığımız her türlü alanda, işlevselliği ve görselliği bir arada tutarak, yaşam alanlarının modernleşmesi, demokrasiye, özgürlüğe, adalete, eşitliğe hizmet etmesi demek. Tüm bu hedeflere ulaşmak için kadınlar olarak birleşip ilkelerimizi bayrak yaparak canla başla çalışmak, cumhuriyete olan borcumuzdur.

 

Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?

Kılık, kıyafet, aile ve çalışma hayatında kadın ve erkeğin birlikte yer alması, eşit siyasi haklarla kadınlara görünürlük kazandırılması bence cumhuriyetin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün biz kadınlara tanıdığı en büyük özgürlüklerdendir.

 

‘Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?

Cumhuriyet kadını demek; tarlada çalışan, tezgâhta emeğini satan, okuyan, üreten, kendini yenileyen demek. Kültür, sanat, tarih, ilim ve bilimle ilgilenen demek. Vatanı için mücadele eden demek. Nene Hatunlar, Halide Edip Adıvarlar, Sabiha Gökçenler, Safiye Aylalar, Türkan Saylanlar demek. Diline, dinine, vatanına, bayrağına, örf ve adetlerine bağlı, kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilen kadın demek cumhuriyet kadını.

 

Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?

‘’Şuna inanmak lazımdır ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir’’ diyor Mustafa Kemal Atatürk. Kadına verdiği önemi vurgulayan en sevdiğim sözlerinden bir tanesidir. Türkiye yeni yüzyılında çalışan, çalışmayan, üreten, emek veren, hayat mücadelesi bir şekilde devam eden bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Pes etmeden, daha güçlü, daha sağlam adımlarla, daima ileriye gitmemiz ümidiyle... Hepimiz çok değerliyiz, hepimiz iyi ki varız.

NASIL ARANDI: #zeynep üretürk # mimar # kocaeli # 8 mart dünya kadınlar günü # cumhuriyet

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.