27-04-2024 09:05

Türkiye bu ekibi konuşuyor!

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 04/03/2024
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nin her biri alanında uzman, tecrübeli ve başarılı ekibi son olarak gerçekleştirdikleri sıra dışı bir operasyonla Türkiye’nin gündemine oturdu
.stripslashes($urun->baslik).

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Ekibi; Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek ve Jinekolojik Endoskopi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Terzi yönetiminde gerçekleştirdiği sıra dışı bir operasyonla yine Türkiye’nin gündemine oturdu. Prof. Dr. Hasan Terzi başkanlığında Doç. Dr. Ünal Turkay, Op. Dr. Gizem Başbay ve Op. Dr. Bahadır Demirli’den oluşan ekip, doğuştan vajinası ve rahmi olmayan bir kadına özel bir teknikle vajina yaparak herkesi hayrete düşürürken, tıp camiasının da takdirini kazandı.

Üniversite ve eğitim hastanelerindeki klinik formatını özel bir hastanede, VM Medical Park Kocaeli Hastanesi bünyesinde uygulayan, ‘anne dostu’ felsefesi ve ‘izsiz cerrahi’ konsepti ile modern ve çağdaş bir sağlık hizmetini hastalarla buluşturan ekip, özellikli ve zorlu vakaları konsey formatında değerlendirerek, en güvenli ve başarılı tedavi modalitelerini belirliyor, bu sayede birçok ilki gerçekleştirerek hastalara şifa olmaya devam ediyor.

 

Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek ve Jinekolojik Endoskopi Uzmanı, VM Medical Park Hastanesi Medikal Direktörü

Prof. Dr. Hasan Terzi

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği bünyesinde güçlü bir ekip olarak çok başarılı çalışmalara imza atıyorsunuz, öncelikle sizi ve ekibinizi kısaca tanımak isteriz.

Tıp fakültesi ile kadın hastalıkları ve doğum ihtisas eğitimimi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra, Yozgat Boğazlıyan Devlet Hastanesi’nde zorunlu hizmetimi yaptım. 2010-2021 yılları arasında Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde hizmet verdim. 2013 yılında ‘doğal orifis cerrahisi (izsiz cerrahi) ve sinir koruyucu laparoskopik cerrahi’ eğitimi için Güney Kore’de, Kyungpook National University’de bulundum. 2016 yılında doçent, 2021 yılında profesör doktor unvanını aldım. 2021 yılında VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum Kliniği Direktörü ve hastane tıbbi direktörü olarak hizmet vermeye başladım.

Ekibimiz Doç. Dr. Ünal Turkay, Op. Dr. Gizem Başbay ve Op. Dr. Bahadır Demirli’den oluşuyor. Üniversite ve eğitim hastanelerindeki klinik formatını özel bir hastanede, VM Medical Park Kocaeli Hastanesi bünyesinde uyguluyor, ‘anne dostu’ felsefesi ve ‘izsiz cerrahi’ konsepti ile modern ve çağdaş bir sağlık hizmetini hastalarımızla buluşturuyoruz.

Özellikli ve zorlu vakaları konsey formatında birlikte değerlendirerek, en güvenli ve başarılı tedavi modalitelerini belirliyoruz. Bu sayede birçok ilki gerçekleştirerek hastalarımıza şifa olmaya çalışıyoruz.

 

TÜRKİYE’DE BİR İLK

Kısa bir süre önce gerçekleştirdiğiniz operasyonla tüm Türkiye’nin gündemine oturdunuz. Doğuştan vajinası ve rahmi olmayan bir kadına özel bir teknikle vajina yaptınız. Bu süreci biraz anlatır mısınız?

Kısa bir süre önce Türkiye’de çok az merkezde uygulanabilen vajina yapma operasyonunu, laparoskopik (kapalı) cerrahi ile ve yeni bir modifiye teknikle Türkiye’de ilk kez Doç. Dr. Ünal Türkay ve Op. Dr. Gizem Başbay’dan oluşan ekibimizle gerçekleştirdik.

Kadınlarda doğuştan vajina ve rahmi olmaması durumu, yaklaşık 5 bin doğumda bir görülür. Bu duruma çeşitli genetik hastalıklar ve ek anomaliler neden olur. Bu hastalar genellikle 13-14 yaşlarında adet olamama şikayetiyle doktora başvurur. Hastalığın tedavisinde çeşitli cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Eski cerrahi tekniklerin başarısızlık oranları yüksek ve hasta memnuniyet oranları düşüktür. Hastalığın nadir görülmesi ve cerrahi tekniğin komplike olması nedeniyle bu operasyonların uygulanmasında ekibin tecrübeli olması büyük önem arz etmektedir. Hastamız bize tedavi için il dışından, Balıkesir’den başvurdu.

 

Türkiye’de ilk kez uygulanan bir teknik değil mi? Bu tekniği uygulamaya nasıl karar verdiniz?

Evet, uyguladığımız laparoskopik (kapalı) modifiye yeni bir teknik, Türkiye’de ilk kez uygulandı. Daha önce de dediğim gibi bu hastalığın tedavisinde çeşitli cerrahi yöntemler kullanılmaktaydı. Biz, hasta memnuniyeti açısından karın içi zarı kullanarak, kapalı yöntemle vajina yapılmasına karar verdik.

 

3 GÜNDE TABURCU OLDU

Operasyon nasıl geçti, hastanız kaç günde taburcu oldu?

Operasyon başarılı geçti ve ameliyat laparoskopik (kapalı) teknikle yapıldığı için hastanın iyileşmesi, normal hayata dönmesi hızlı oldu. Hastamızı 3 günde taburcu ettik ve memleketine gönderdik.

 

ÇOK KONFORLU

Bu operasyonun ardından nasıl tepkiler aldınız, duygularınızı öğrenebilir miyiz?

Bu hastalar ilk tanı konulduğunda büyük şok yaşarlar. Geleceğe dair annelik, kadınlık endişesi taşıyabilirler ve özgüven algısında bozulmalar olabilir. Bu duygu durumdaki bir genç kadının ameliyat sonrası yaşadığı inanılmaz derecedeki mutluluğunu görmek bizleri de çok mutlu etti. Ameliyat sonrası hastanın mutluluğunu gördüğüm anın, meslek hayatımın en özel anlarından birisi olduğunu ifade edebilirim.

 

Gerçekleştirdiğiniz operasyonlarda daha çok laparoskopik cerrahiden yararlanıyorsunuz. Neden laparoskopi?

Günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde kadın hastalıklarıyla ilgili ameliyatlar büyük oranda kapalı yöntemler (laparoskopi ve histeroskopi) ile yapılmaktadır. Bu yöntem ameliyat sırasında hastanın karnında büyük bir kesi ve yaranın olmamasını, ameliyat sonrası hastanın ağrısının az olmasını ve hızlıca iyileşmesini sağlamaktadır.

Cerrahinin içine teknolojinin girdiği kapalı ameliyatların yapılma oranı her geçen gün artarak devam etmektedir. Ben de hastalarımın daha konforlu ameliyat süreci geçirmesi ve daha hızlı iyileşmesi için uzun süredir yoğun şekilde kapalı ameliyatlarla ilgileniyor ve bu konuyla ilgili Türkiye’nin birçok merkezinde meslektaşlarımıza eğitim vermeye, tecrübelerimi paylaşmaya çalışıyorum.

 

Hangi hastalıkların tedavisinde laparoskopik cerrahiye başvuruyorsunuz?

Günümüzde tecrübeli ellerde birçok ameliyat kapalı yöntemle yapılabilmektedir. Başlıca ameliyatlar; endometriozis (çikolata kisti hastalığı), yumurtalık kisti, rahim alınması (laparoskopik histerektomi), rahim sarkması, dış gebelik (ektopik gebelik), myom, tüp alınması ve tüp bağlanması, rahim kanseri ameliyatları, infertilite (kısırlık) ameliyatları, pelvik ağrı ameliyatları ve vajina yapımı ameliyatlarıdır.

İZSİZ CERRAHİ…

İzsiz cerrahiyi laparoskopik cerrahiden ayıran nedir? İzsiz cerrahinin artılarından bahseder misiniz?

Dünyaya baktığımızda son 3-4 yıldır yeni bir trend var. Karın ön duvarında hiçbir kesinin olmadığı ‘izsiz cerrahi’ trendi bu. Yani kapalı ameliyatlarda görülen küçük kesilerin bile olmadığı ameliyatlar. Bu teknikler hastalar için büyük bir konfor çünkü hasta daha çabuk iyileşiyor, normal iş hayatına daha çabuk dönebiliyor ve ameliyat sonrası ağrı çok daha düşük seviyelerde kalıyor. Estetik kaygısı olan hastalarımız için ise büyük bir memnuniyet sağlıyor.

 

Sezeryan sonrası oluşan istmosel nedir, nasıl tedavi edilir?

Sezaryen ile doğum yapan kadınlarda, sezaryen kesi yerinin tam olarak iyileşememesi nedeniyle rahmin ön yüzünde meydana gelen tünelleşmeye istmosel denir. Bu durum sezaryen doğumdan kısa bir süre sonra oluşabileceği gibi uzun bir zaman sonra da oluşabilir. Bu tünelleşen cep şeklindeki bölgede zamanla adet kanı birikir ve kadında birçok şikayetlere neden olabilir. Ağrılı ve uzun süren adet kanaması, ara kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı ve kısırlığa sebep olabilmektedir. (Cepte biriken kan ve sıvı, spermlerin hareketlerini bozarak gebe kalmayı engeller). Ayrıca embriyonun rahimdeki tünelleşme ile oluşan cebe yerleşmesi ve düzgün olmayan bir şekilde gelişmesi sonucunda ektopik sezaryen skar gebeliği (dış gebelik) meydana gelebilmektedir. Bu dış gebelik çok yoğun kanamalara sebep olup, anne hayatını tehdit edebilmektedir. Laparoskopik ve histeroskopik teknikle tedavisi mümkündür.

Özellikle sezaryen ile doğumu olan kadınlarda; ağrılı, uzun adet kanamaları ve kahverengi çamur gibi ara kanamalar ya da korunmamalarına rağmen gebe kalamama (kısırlık) şikayeti varsa değerlendirilmeleri için bu konuda tecrübeli hekimlere başvurmalarını öneriyoruz.

 

HPV AŞISI ÖNEMLİ

Şu sıra çok gündemde olan HPV aşıları hakkında neler söylemek istersiniz?

HPV, insanlarda cilt ve mukoza zarlarında enfeksiyona yol açan bir virüstür. Bu virüs, cinsel temas yoluyla bulaşabilir ve genital bölgelerde siğillere veya kanserlere neden olabilir. HPV’ye bağlı kanserler arasında rahim ağzı kanseri, penis kanseri, anal kanser, vulva kanseri ve bazı ağız ve boğaz kanserleri bulunur. Bu nedenle HPV aşısı oldukça önemlidir.

Genellikle 9-15 yaş aralığındaki genç kızlara ve erkek çocuklarına önerilir. Erişkinlerde ise yaş sınırı yoktur. İlerleyen yaşlarda da koruyuculuğu vardır.

 

Hocam, kadınlara sürekli tavsiye edilen yıllık jinekolojik muayene neden bu kadar önemli?

Henüz şikayete yol açmamış, ilerlememiş ancak var olan bir hastalığın erkenden fark edilip tedavisine hemen başlanabilmesi için düzenli yıllık jinekolojik muayene çok önemlidir. Özellikle rahim ağzı kanseri gibi ciddi rahatsızlıklar erken tanı ve taramayla yüzde yüz önlenebilmektedir.

 

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Doç. Dr. Ünal Turkay

Ünal Hocam, sizi yakından tanıyabilir miyiz?

1976 Elazığ/Keban doğumluyum. Malatya Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdim. Uzmanlık eğitimimi Haydarpaşa Numune Hastanesi Kadın Doğum Bölümü’nde tamamladım. Mecburi hizmetimi 2010-2012 yılları arasında Bayburt Devlet Hastanesi’nde yaptıktan sonra, 2012-2021 yılları arasında Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde akademik görevimi tamamladım. 2021 yılından itibaren de VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nde görev yapmaktayım. 2 çocuk babasıyım. Mesleğimden fırsat buldukça kürek ve tenis sporlarıyla ilgileniyorum.

 

ANNE DOSTU HASTANE

Ünal Hocam, sizinle özdeşleşen ‘anne dostu’ felsefesi hakkında bizleri bilgilendirebilir misiniz?

Günümüzde doğuma iki temel yaklaşım mevcut. Bu yaklaşımlardan birincisi doğumu normal, fizyolojik, anne ve bebek odaklı ele alırken, ikinci yaklaşım ileri teknoloji kullanılan tıbbi bir işlem olarak görmektedir. Bu yaklaşımlardan birincisi kesinlikle desteklenmesi gereken bir yaklaşımdır çünkü doğum normal, doğal ve sağlıklı bir eylemdir; anneler ve bebekleri doğum için gerekli içsel zekaya sahiptir. Günümüzde de anne adayları kendi bedenlerinin gücüne inandıklarından dolayı normal ve fizyolojik olan yaklaşımı tercih etmeye başladı.

Hastanede yaptığımız bütün çalışmalar anne ve bebek odakldır. Hastanemizde anne adaylarımızın kendilerini güvende hissedebilecekleri, yanlarında istedikleri bir refakatçi ile doğum sürecini geçirebilecekleri, mahremiyetlerinin korunduğu, rahat hareket edebildikleri; kısacası kendilerini evdeymiş gibi hissedebildikleri doğum ünitelerinde, doğum hikayelerinin son sayfasını yazdıkları bir ortam sağladık.

Yeni ekip arkadaşlarımızla birlikte anne ve baba adaylarımızın kalplerinde güzel doğum hikayeleriyle yer almak istiyoruz.

 

LABİOPLASTİ AMELİYATLARI

Son yıllarda artan genital estetik operasyonları arasında özellikle labioplasti çok konuşulmakta. Labioplasti hakkında bizleri bilgilendirebilir misiniz?

Labioplasti ameliyatı doğuştan var olan ve ergenlik çağı ile genişleyen, uzayan, kararan veya düzensizleşen iç dudakların kesilerek küçültülmesi, estetik olarak düzeltilmesi ameliyatı olarak tarif edilmektedir. Genital dudaklara estetik bir görünüm kazandırılma ameliyatı olan labioplasti ameliyatları, dünya genelinde giderek artmaktadır.

Labioplastinin en sık yapılma nedeni iç dudakların dış dudaklara göre dışarı çıkacak şekilde sarkmasıdır.  Ayrıca bir dudağın diğerinden farklı olduğu simetri problemlerinde de yapılmaktadır. Öncesinde labioplasti operasyonu geçirdikten sonra sonuçlarından memnun kalmayan kişilerde düzelme amaçlı labioplasti (revizyon ameliyatı) da yapılabilmektedir. İç dudakların kenarlarındaki aşırı renk koyulaşması (hiperpigmentasyon) da labioplasti gerekçelerindendir.

İç dudakların sarkık, koyu renkli ve asimetrik görünümü kişide estetik açıdan kaygı sebebi ve anksiyeteye sebep olabilmektedir, işlevsel yönden de pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu nedenle labioplasti ameliyatı psikolojik, kozmetik, hijyenik, seksüel ve fonksiyonel yönlerden fayda sağlamaktadır.

Labioplasti ameliyatları hastaların tercihlerine göre yapılabilmektedir. En doğru teknik, hastanın ihtiyacına en uygun tekniktir. Yani tek bir doğru cerrahi yaklaşım yoktur. Her bireyin bedeniyle ilgili kaygısı ve cerrahi ile ulaşmayı hedeflediği beklentisi farklı olduğundan hastaya en uygun cerrahi tekniğini seçmek gerekir. Hastanın beklentisi ve cinsel his kaybı olmaması, ameliyat planı için öncelik olmalıdır.

Labioplasti ameliyatı, ortalama 45–50 dakika sürer. Yapılacak işlemin tipi, uygulanacak cerrahi teknik ve yapılacak ek işlemlere bağlı olarak bu süre değişebilir. Genel anestezi, belden anestezi (spinal anestezi) ya da uyutmadan lokal anestezi uygulanabilir. İşlem sonrası aynı gün taburcu olabilirsiniz. İlk 2-3 gün biraz hassasiyetten sonra 4. ve 5. günlerde gündelik hayatınıza devam edebilirsiniz, işinize başlayabilir, yolculuk yapabilirsiniz.

 

Bildiğim kadarıyla Türkiye’de karın içi zarı kullanılarak yapılan laparoskopik modifiye bir teknikle ilk vajina ameliyatını Prof. Dr. Hasan Terzi ile birlikte gerçekleştirdiniz. Bununla ilgili bize bilgi verebilir misiniz?

Öncelikle meslektaşım Prof. Dr. Hasan Terzi ve güçlü ekibimizle böyle bir operasyonu başarıyla gerçekleştirmek, hastamıza yardım edebilmiş olmak benim için büyük gurur kaynağı oldu. Yaptığımız bu operasyon hem yerel hem ulusal basında çok ses getirdi.

Doğuştan vajina yokluğu nadir görülen ancak kişi için fonksiyonel ve psikiyatrik ciddi problemlere yol açan bir durumdur. Hastalığın ender görülmesi ve cerrahi tekniğin komplike olması nedeniyle bu operasyonların uygulanmasında deneyimli ekip çok önemlidir.

Hastamıza yeni teknikle, karın içi zar kullanılarak ve kapalı yöntemle (laparoskopik) operasyon gerçekleştirdik. Bu yeni teknikle ameliyat sonrası hasta memnuniyeti daha yüksek ve iyileşme süresi daha hızlıdır. Ameliyat sonrası hastamızdaki engin mutluluk bizleri çok mutlu etti.

Ünal Hocam, özellikle ileri yaşlarda sık karşılaşılan idrar kaçırma probleminden de bahseder misiniz?

Üriner inkontinans (idrar kaçırma) sık görülen ve sıklıkla özgüven kaybına neden olan bir sorundur. İnsanlar yaşlandıkça daha sık görülmesine rağmen idrar kaçırma yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değildir. Çoğu insan için, basit yaşam biçimi değişiklikleri veya tıbbi tedavi rahatsızlığı hafifletebilir veya üriner inkontinansı durdurabilir. Kadınlarda idrar kaçırma tiplerini şöyle sıralayabiliriz:

Stres tipi idrar kaçırma: Öksürük, hapşırma, gülme, egzersiz veya ağır bir şey kaldırdığınızda idrar kaçırma ortaya çıkar.

Dürtü şeklinde idrar kaçırma: İdrar yapmak için ani, yoğun bir dürtünüz olabilir ve ardından istemsiz bir idrar kaybı yaşayabilirsiniz.

Taşma tipi idrar kaçırma: Tamamen boşalmayan bir mesaneye bağlı olarak sürekli idrara çıkma isteği.

Fonksiyonel idrar kaçırma: Fiziksel veya zihinsel bir bozulma, zamanında tuvalete gitmenizi engeller.

Ayrıca gebelik, doğum, yaş ve menapoz, idrar kaçırmaya sebep olabilir. Tedavide ilk olarak şikayetleri olan hasta aşırı kilolu ise sağlıklı bir diyetle zayıflaması sağlanır, sonrasında gerekli görüldüğü takdirde ilaç tedavisine başvurulur.

Tütün ürünü ve alkol kullanımı yüksek olan hastaların bu kullanımları azaltmaları önerilir. İdrar kaçırmanın nedeni idrar yolu enfeksiyonları ise bu durum uygun antibiyotik kullanımıyla tedavi edilir. Mesane ve pelvik kaslarını güçlendirmek için kegel egzersizleri uygulanması istenir. İdrar kaçırma olayı mesane sarkması sebepli ise cerrahi tedavi uygulaması önerilebilir.

Cerrahi olaraksa kadınlarda en çok başvurulan ve başarı oranı yüksek, yan etki oranı düşük askı ameliyatı trans obturator tape (TOT) cerrahisidir. Üretranın (idrar kanalı) hipermobil olup sfinkter (idrar tutma kası) yetmezliğine sebep olduğu durumlarda üretrayı yukarı asarak bu mobiliteyi azaltması amaçlanır. Bu ameliyat dışarıdan belli olmayan ve vajinadan yapılan yaklaşık 2 cm’lik kesi ile idrar kanalına (üretra ortası) yerleştirilen askılar ile uygulanır. Genel ya da spinal anesteziyle gerçekleştirilebilir.

Operasyondan sonra yaklaşık 12-24 saat içinde hastalar genellikle taburcu edilir. Zorlu olmayan fiziki aktiviteler dışında günlük rutin yaşama 2-3 gün içinde rahatça dönülebilir.

 

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı

Op. Dr. Gizem Başbay

Gizem Hanım, öncelikle sizi tanıyarak başlayalım röportajımıza. Gizem Başbay kimdir?

Giresun doğumluyum. 2015 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kadın hastalıkları ve doğum ihtisasımı Ankara’da, Türkiye’nin en köklü kadın hastalıkları ve doğum hastanesi olan Zekai Tahir Burak Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yaptım. Bir yıl kadar Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde çalıştım, sonrasında zorunlu hizmetimi Çorum Osmancık Devlet Hastanesi’nde tamamladım. 2022 yılından beri VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak görev yapıyorum. Çocukluğum boyunca doktor olma hayali kurdum, özellikle kadın sağlığı için çalışmak, en özel anlardan biri olan doğum anına eşlik etmek beni çok mutlu ediyor.

 

Gizem Hanım, genital estetikle de ilgileniyorsunuz, öncelikle ‘genital estetik’ nedir?

Genital estetik; kadınlarda vajina, iç ve dış dudaklar ve ‘perine’ dediğimiz anüs ve vajina arasındaki bölgeyi içerisine alan, organlardaki şekil bozukluklarını gidermek için yapılan cerrahi ve medikal işlemlerdir. Bu işlemler sırasında amaç; hastanın estetik kaygılarını gidermekle beraber hem cinsel yaşamını hem de günlük hayatını daha konforlu hale getirmektir.

 

Genital estetik hangi durumlarda uygulanmalıdır?

Genital estetik işlemlerinin uygulanabilmesi için en önemli etken hastanın isteğidir. Estetik açıdan vulvasının yani iç ve dış dudaklarının görünümünden memnun olmaması kadınların özgüvenlerini olumsuz etkilemekte, cinsellikten uzak durmalarına bile sebep olabilmektedir. Bunun dışında tayt gibi dar kıyafetler giydiklerinde rahatsızlık hissetmeleri, sık tekrarlayan vajinal ve idrar yolu enfeksiyonu geçirmeleri, bisiklete vs. binerken ağrı, acı hissetmeleri de estetik işlemler için olası nedenlerdendir.

Tabii ki geçirilmiş doğumlara ve yaşa bağlı olarak vajen dokusunda gevşemenin oluşması kadınların cinsellikten yeterince haz alamamalarına, partnerleriyle yeterli uyum ve hazzı yakalayamamalarına neden olmaktadır. Ve bu nedenle vajinoplasti dediğimiz vajen daraltma operasyonları yapılmaktadır.

 

Peki, genital estetik işlemleri nelerdir? Ameliyatsız yapılabilen müdahaleler var mı?

Genital estetik işlemlerini cerrahi ve medikal olarak ikiye ayırabiliriz. Hastanın şikayetlerine, ihtiyaçlarına ve yapılan jinekolojik muayeneye göre cerrahi ya da medikal olarak en uygun yöntemi ortaklaşa konuşarak planlıyoruz.

Cerrahi estetik işlemleri, genel anestezi altında ameliyathanede yapılan işlemlerdir. En sık yapılan operasyonlar; vajinoplasti (vajen daraltma), labioplasti (iç dudak estetiği) perinoplasti, klitoraplasti (klitoris estetiği), Venüs tepesi estetiği, dış dudaklara uygulanan estetik işlemler olarak sıralanabilir.

Cerrahi tercih etmeyen hastalarımız için de alternatif tedaviler mevcut. Özellikle lokal anestezi ile poliklinik şartlarında yapılan günübirlik işlemlerle hastaların sorunlarına çözüm bulmak mümkün. Bu konuda en önemli yardımcımız tabii ki fraksiyonel c02 genital lazer cihazımız. Uygun hastalarda vajinal daraltma, idrar kaçırma, kronik vajinit tedavilerinde 2-3 seansta yüz güldürücü ve hasta memnuniyeti yüksek sonuçlar alıyoruz. Aynı zamanda vulvanın renk açma işlemlerinde ve vulvanın sıkılaştırılması için de genital lazer cihazımızı kullanabiliyoruz.

Sadece estetik işlemler için değil genital siğillerin tedavisinde de diğer yöntemlere göre daha etkili ve iz bırakmadan iyileşmesi nedeniyle önceliğimiz genital lazerle siğillerin yakılması oluyor.

Genital lazer işlemlerini daha ayrıntılı konuşursak, ağrılı işlemler midir ya da hastanede yatış gerekir mi?

Genital lazerle yaptığımız tüm işlemler lokal anestezik kremler kullanılarak, hastalarımız tarafından oldukça acısız ve konforlu olarak tolere edilebilen işlemlerdir. Öncesinde hastamızı muayene ederek sorunlarına çözüm olabilecek uygun yöntemler hakkında ayrıntılı konuşup, planlama yapıyoruz. Genital lazerle yapılan tüm işlemler için hastalarımızın gün içinde yarım saatlerini ayırmaları yeterli. İşlem sırasında, lokal anestezi sayesinde, herhangi bir acı duymuyorlar. İşlem sonrasında da günlük hayatlarına ve hatta işlerine geri dönebiliyorlar. Aslında genital lazerin en önemli avantajı bu. Öğle aranızı ayırmanız bizim için yeterli oluyor, sonrasında hayatınıza kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Kendinize ayıracağınız bu yarım saatlik molada hem estetik kaygılarınızdan hem de kronik vajinit gibi kadınların hayat kalitesini oldukça bozan sorunlarından kurtulabiliyorsunuz.

Genital lazer, özellikle idrar kaçırma şikayeti olan hastalarda ameliyata karşı çok güçlü bir alternatif tedavi yöntemidir. İdrar kaçırma ameliyatları ve sonrasındaki iyileşme süreci korkusu, hayat kalitelerini bozmasına rağmen hastaların tedavilerini ertelemelerine neden oluyor. İdrar kaçırma şikayeti bulunan genç ve orta yaş kadınlarda 2-3 seansta çok olumlu sonuçlar alıyoruz.

Aynı şekilde vajinal genişlik şikayeti olan ama ameliyata sıcak bakmayan hastalar için de çok iyi bir alternatif genital lazer. Günübirlik, yarım saat süren 2-3 seans ile vajinal daralma sağlanabiliyor. Hastanın ve partnerinin istek ve ihtiyacına bağlı olarak seans sayısı arttırılarak, yeterli daralma sağlanabiliyor.

Epilasyon, günlük ped, iç çamaşırı kullanımı nedeniyle vulvada koyulaşma yaşayan hastalarda da kimyasal peeling etkili solüsyon ve kremlere göre daha kısa sürede, daha etkili renk açılmasını genital lazerle sağlayabiliyoruz

Tüm bu işlemlerinin hepsini lokal anesteziyle, hastane yatışı gerekmeden, kahve molanızda bile yaptırmanız mümkün.

 

Ameliyatsız gerçekleştirdiğiniz başka işlemler var mı, bir de çok sık konuşulan orgazm aşısı hakkında bilgi verir misiniz?

Genital lazer dışında lokal işlemler olarak yaptığımız vajinal PRP ve o-shot/gs-hot denilen orgazm aşıları mevcut. Tıpta kadın doğum dışındaki alanlarda uzun zamandır kullanılan PRP, hastadan alınan bir tüp kanın özel bir işlemle plazmasının ayrıştırılarak, vücuda enjeksiyon yoluyla geri verilmesidir. Biz ise kadın doğum pratiğinde, kronik vajinal enfeksiyonların tedavisinde, genital lazer tedavisine destek olarak kullanabiliyoruz. Bunun dışında özellikle menopoz sonrası dönemde yaşanan ve kadının hayat kalitesini olumsuz etkileyen vajinal kuruluk ve vajinal atrofi tedavisinde genital lazer ile kombine ederek çok yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz.

Orgazm aşısı ise vajen içine ve klitorise yapılan lokal işlemlere denilmekte olup, amaç kadının cinsel ilişki sırasında uyarılmasını arttırarak, orgazma ulaşmasını kolaylaştırmaktır. Bunun için PRP ya da bu bölgeler için özel üretilen dolgu maddeleri kullanabiliyoruz. Tüm bu işlemler yine lokal anestezi altında, kısa sürede yapılabilen işlemler olup hastalarımızda tek seansta, genital lazer işlemleri ile kombine ederek uygulamalar yapabiliyoruz.

 

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı

Op. Dr. Bahadır Demirli

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Kocaeli doğumluyum. İlköğretim ve lise eğitimimi Kocaeli’de, tıp eğitimimi Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Uzmanlık eğitimimi Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldım, mecburi hizmetimi Adıyaman Besni Devlet Hastanesi’nde yaptım. 2024 yılı itibariyle VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nde çalışmaya başladım.

 

Bahadır Hocam, gebelikte egzersiz neden önemlidir?

Öncelikle şunu açıkça söylemek gerekir ki gebelik ve doğum fiziksel olarak çaba gerektiren bir süreçtir. Fiziksel olarak ne kadar çevik ve dayanıklı olursanız, gebelik ve doğum süreci o kadar rahat geçer,  doğum sonrasında normal hayatınıza dönmeniz de bir o kadar kolay olur. Pandemiyle birlikte günümüzde çalışma hayatının daha çok evde online bağlantıyla ya da masa başında olması nedeniyle düzenli bir şekilde egzersiz yapmak herkes için çok daha önemli ve gerekli bir hale gelmiştir. Özellikle bu durum gebelik düşünen kadınlarımız için daha da önem kazanmıştır. Düzenli bir egzersiz sadece normal doğum yapmak isteyen gebelerimiz için değil sezeryanla doğum yapmayı düşünen gebelerimiz için de geçerlidir. Özetlemek gerekirse, doğumu bir maraton koşmak gibi düşünebiliriz; doğum öncesi fiziksel olarak ne kadar hazırsanız, doğum zamanı ve doğum sonrasında o kadar rahat edersiniz. Gebelik yaşı ilerledikçe gebelik ve doğum sürecinin daha zor ve riskli hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu gibi risklerin önüne geçmenin en iyi yolunun, bedenimize ve sağlığımıza iyi bakmaktan geçtiğini söyleyebiliriz.

 

Gebelikte egzersiz önerileriniz nelerdir?

Bir egzersiz programına başlamadan önce anne adaylarımız muhakkak konuyla ilgili hekimle görüşmeli, kendi sağlığı ve gebeliğiyle ilgili riskli durumların olup olmadığını birlikte değerlendirmelidir. Riskli bir durum olmadığı takdirde hekimin de önerdiği ölçüde yüzme, orta tempolu yürüyüş, hamile pilatesi, yoga gibi sporları tercih edebilirler. Su altı dalış sporları, düşme ve travma riskinin yüksek olduğu temas sporları ve aşırı zıplama, sıçrama gerektiren sporlardan kaçınılmalıdır.

Egzersizler ne sıklıkta ve ne kadar süreyle olmalı?

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları olarak bizim önerimiz; sağlıklı bir gebelik için haftada 5 gün ortalama 30 dakika olacak şekilde, dakikada 110-120 kalp atışını sabit tutarak orta tempoda yürüyüş yapılmasıdır. Daha önce hiç spor yapmamış gebelerimiz haftada 3 kez, günde 10-20 dakika arasında yürüyüşlere başlayarak, yürüyüş süresini ve sıklığını kademeli olarak arttırabilir.

 

Gebelik sırasında yapılan egzersizin gebeliğe etkileri nedir?

Hamilelik sırasında yapılan egzersizin çok önemli faydaları vardır. Öncelikle kontrol edilebilir bir kilo alımına yardımcı olur. Buna ek olarak gebelikle birlikte ortaya çıkan bel ve sırt ağrısının, gebelik için risk oluşturabilecek gebelik şekerinin ve en önemlisi bebekteki gelişim geriliği riskinin azalmasına büyük katkı sağlar. Ayrıca anne adaylarımızın da ruh halini olumlu etkiler ve gece rahat uyumasını sağlar. Doğum sonrası annenin gebelik öncesi haline dönmesi yaklaşık 4-6 hafta sürer. Bunun için doğum sonrası egzersiz seviyesi de kademeli olarak artırılmalı ve kişinin durumuna göre düzenlenmelidir.

 

İdeal bir gebelik için alınması gereken kilo ne kadardır?

Anne adaylarımız gebelik boyunca ortalama 6-12 kilo almalıdır. İlk 3 aylık dönemi kapsayan birinci trimesterde maksimum 1 kilo, sonraki 3 ayı kapsayan 2. trimesterde maksimum 6 kilo ve son dönemi kapsayan 3. trimester döneminde ise maksimum 5 kilo alınması idealdir.

 

Hocam bir de histereskopi nedir ve ne için yapılır, bizi bilgilendirir misiniz?

Histeroskopi, rahim içini incelemek veya cerrahi müdahaleler yapmak amacıyla kamera ile rahim içine girilerek rahim içinin ve tüplerin giriş deliklerinin izlendiği, tanı ve tedavi amaçlı olarak uygulanabilen bir görüntüleme yöntemidir.

Jinekolojik muayene ve ultrasonografiler sırasında rahim içinde poliplere rastlanması, yer kaplayan lezyonların izlenmesi (submüköz myomlar gibi), infertilite (kısırlık) sebebiyle başvuran kadınlarda aynı sebeplerden dolayı rahim içini birebir görmek, hem tanıyı hem de tedaviyi sağlamak amacıyla histereskopi yapılmaktadır.

Histeroskopi iki yöntemle uygulanabilir. İlk uygulanma yöntemi; tanısal amaçlı histeroskopidir (diagnostik histeroskopi). İkinci yöntem ise tedavi amaçlı histeroskopidir (operatif histereskopi).

Tanı amaçlı histeroskopi: Rahmin içini (uterin kaviteyi) incelemek için kullanılır. Rahim içinde yer alan myom, polip, yapışıklık ve doğumsal yapısal bozukluklara tanı konulmasını sağlar. İpi görülmeyen ya da çıkartılma esnasında bir parçası kopan spiraller (rahim içi araç) bu yöntemle çıkarılır. Bu prosedür, aşırı kanama, adet düzensizlikleri veya tekrarlayan düşükler gibi sorunların nedenini belirlemek için sıkça başvurulan bir tanı aracıdır.

Operatif histeroskopi: Bu işlem sırasında, histeroskop aracılığıyla rahim içine cerrahi müdahaleler yapılabilir. Rahim içinde görülebilen myomlar ve polipler çıkarılır.

Uterusun gelişimi sırasında bazen uterus içinde septum (halk arasında rahimde perde olarak da bilinmektedir) varlığında operatif histeroskopi ile bu septum ortadan kaldırılmaktadır.

Geçirilmiş kürtajlara veya enfeksiyonlara bağlı rahim içi yapışıklıklar histeroskopik olarak açılabilir.

Sezaryen ile doğumlardan sonra nadir de olsa sezaryen kesi yerinin olduğu alanda iyi iyileşememeye bağlı istmosel denilen kese şeklinde bir tür fıtık oluşabilmektedir. Sezeryan sonrası dönemde uzun süren adet kanamaları olan hastalarda istmosel, histeroskopi ile düzeltilebilir. Tedavide bazen operatif histeroskopi yeterli olurken bazen de eş zamanlı laparaskopi yapılarak kombine tamir yöntemi gerekebilmektedir.

 

Histeroskopiden sonraki süreç hastalar için nasıldır?

Histeroskopi ameliyatı, genel anestezi veya sedasyon uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan ameliyat sırasında ağrı yaşanması söz konusu olmamaktadır. Histeroskopi işlemi genellikle 20 ila 30 dakika sürer.

Histeroskopi ameliyatı, hızlı şekilde gerçekleştirilen ve hastanın hayatında ciddi olumsuz etkiler meydana getirmeyen güvenli uygulamalardır. Histeroskopi ameliyatından birkaç saat sonra ya da bir günün ardından hasta taburcu edilebilmektedir.

Histeroskopi sonrası iyileşme süreci, genellikle kısa sürelidir ve işlem sonrası semptomlar hızla azalır. Histeroskopiyi takip eden birkaç günde bir miktar vajinal akıntı ve kramplar hissedilebilir. Cinsel ilişkiden birkaç gün kaçınılmalıdır. Bir ya da iki gün içinde normal aktivitelere dönülebilir.

NASIL ARANDI: #medical park # vm medical park kocaeli # kbb # kadın hastalıkları ve doğum # kocaeli # izmit # başiskele # hasan terzi # ünal turkay # gizem başbay # bahadır demirli

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.