19-03-2024 07:26

Güneşin ve huzurun adresi; DATÇA

2017-12-15    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2017-12-15
.stripslashes($urun->baslik).

HABER: İsmail Hakkı TİMUÇİN

Datça’yı Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar’ın ağzından dinledik.


M.Ö. 2000’li yıllarda Karyalıların yerleşmesiyle başlamış Datça’nın hikâyesi... Dorlar, Persler, Romalılar, Erken Bizanslılar paylaşamamışlar bu güzel yarımadayı. Datça, 13. Yüzyıl’da Menteşoğlularına bağlanmış ve en sonunda 15. Yüzyıl’da Osmanlı egemenliğine girmiş. Son padişahlardan Sultan Reşat o kadar beğenmiş ki Datça’yı, Reşadiye yapıvermiş adını. Datça, cumhuriyetin ilanından sonra, 1947 yılında ilçe olmuş; merkezi ise bugünkü yeri olan İskele Mahallesi’ne taşınmış. Yarımada, tıpkı karşı komşusu Bodrum gibi Ege bölgemizde. Bal ve bademin anavatanı olarak tanımlanan Datça, yılın nerdeyse tamamında güneşli, bu nedenle 12 ay boyunca ziyaret edilebilir bir yer. Dağlık ve engebeli bir coğrafik yapıya sahip. 446 kilometrekarelik yüzölçümünün yüzde 70’lik bölümü, oksijen deposu ormanlarla kaplı. Ortalama yüzde 58’lik nem oranı ve yazın en sıcak günlerinde bile eksik olmayan esintisiyle, her mevsim uzun yürüyüşlere elverişli bir belde, Datça. Bal, badem üretimi ve tarım yapılmasına rağmen Datça’nın en önemli gelir kaynağı, turizm. Büyük oteller, tatil köyleri, gürültülü gece hayatı olmayan Datça, genelde huzur ve sessizlik arayan yerli ve yabancı turistlerin tercih ettiği bir yer. Türkiye’de ‘Emekli olunca nerede yaşamak istersin?’ diye bir anket yapılsa, Datça’nın ilk üç içinde olacağı kesindir.

 

Eski Datça’nın hemen girişinde bulunan Orhan’ın Yeri, neredeyse Can Yücel ile özdeşleşmiş bir mekân.

 

YATÇILARIN TERCİHİ


235 kilometre sahil bandı olan Datça, bu sahillerde irili ufaklı 50’nin üzerinde koya sahip. Bu koyların birçoğu karadan ulaşım mümkün olmadığı için yatçıların ve günübirlik tekne turlarının tercihi. Kuzey rüzgârlarının eksik olmadığı bölgenin yelkencilerin ve sörfçülerin de en sevdiği yerlerin başında olduğunu söylememize gerek yok herhalde.

 

Bu kısa bilgilerin ardından, olağanüstü güzelliğe sahip Datça fotoğraflarından gözünüzü ayırıp hala okumaya devam ediyorsanız, klasik gezi bilgilerine devam edelim. Datça’da ne yenir, nerde kalınır, nereler gezilir… Bu bölüm için size bir sır vereyim; bundan sonraki bilgilerin hiçbiri netteki diğer gezi bloglarından aşırma değil, birebir Datça’da yaşayan yerli halktan alınmış, taze ve güncel bilgilerdir. Organiktir, test edilip onaylanmıştır, kesin bilgilerdir; yayalım lütfen.☺

Kasım ayının başında gittiğim Datça, hala güneşli ve hala sıcaktı. Merkezdeki Kumluk Plajı’nda denize girenleri, güneşlenenleri gördükçe içim gitti ama bir türlü atlatamadığım gribal enfeksiyon, denize girenlere derin derin iç çekerek bakmakla kalmamı sağladı.

Bilgileri Datçalılardan aldık dedik ya, ilk durağımız Datça için gecesini gündüzüne katan, Datça ile yatıp Datça ile kalkan belediye başkanı sayın Gürsel Uçar oldu. İnanılmaz sıcakkanlı, her daim güler yüzlü ve misafirperver başkanımızla çok keyifli, bitmesini istemediğimiz bir söyleşi yaptık. Gürsel Bey’in Datça’ya ilk defa geleceklere tavsiyelerini birebir aktarıyorum. Başkanımız diyor ki…

 

ÜÇ TARAFI DENİZ


“Datça’ya girişinizden itibaren 35 kilometre ilerideki en uç bölgemiz olan Knidos’a kadar her yer sahil ve konaklama alanı. Datça’mızda öyle bol yıldızlı konaklamalardan ziyade daha çok apart, pansiyon ve küçük aile otelleri yer almakta. Hangisinde kalırsanız kalın memnun ayrılacağınızı düşünüyorum.

Yine Datça’mızın 3 tarafı, tertemiz mavi bayraklı koy ve plajlarla dolu. Yani konaklama ve denize girme konusunda hiçbir sıkıntı yaşamazsınız. Gerek kaldığınız konaklama tesislerinde gerekse birçok lokanta ve restoranlarımızda doğal ve lezzetli yemeklerimizi tadabilirsiniz. Ancak bir bölgeyi layıkıyla gezmek ve görmek için bence gittiğiniz o yerin tarih, kültür ve sanatını merak etmelisiniz.

Bu anlamda Datça’mıza gelenlere ilk önerim, Knidos’u görmeden dönmemeleri. İkinci önerim Datça’nın yakın geçmişini birebir anlatan bizim de tüm halkımız ve belediyemizle birlikte gözümüz baktığımız, koruduğumuz Eski Datça.

 

Datça’nın en güzel koylarından biri de merkeze 20 kilometre mesafedeki Hayıtbükü. Koya arabayla, harika bir manzara eşliğinde yaklaşık 40 dakikada ulaşabilirsiniz.

 

ESKİ DATÇA’YI GEZİN


Eski Datça’nın dar ve taşlı sokaklarında gezerken, o zamanın imkânlarıyla eski ustaların ne kadar sağlıklı, doğal, kullanışlı ve inanılmaz estetik taş evler inşa ettiklerini görün. Eski Datçalıların ürettikleri buğdayı, zamanın teknolojisi ile nasıl un haline getirdiklerini görmek için eski yel değirmenlerine gidin.

Oksijen deposu olan yürüyüş parkurlarımızda bol bol yürüyün, Datça üzümlerinden yapılan yerel şaraplarımızın tadına bakın. Konu yemekten açılmışken Datça’nın yerli kalamarını, mevsimine göre çıkan diğer balıkları ve özellikle barbunu mutlaka tadın. Buradan ayrılırken eşinize dostunuza, döndüğünüzde size ‘hoş geldin’ diyecek yakınlarınıza Datça’nın bademini, balını ve özellikle Datça’ya özel zeytin türünden elde edilen zeytinyağını götürmeyi unutmayın.

Çok klasik olacak ama Datça anlatılmaz, yaşanır diyelim. Son olarak Kocaeli Life aracılığı ile buradan tüm Kocaeli halkına selamlarımızı iletiyorum ve onları Datça’da ağırlamaktan memnuniyet duyacağımızı belirtmek istiyorum.”

 

Fuda Otel Datça merkezde, denize sıfır, 16 odalı çok şık bir otel.

 

YARIM KALMIŞ ŞARAP


Datça’ya gitmeden önce hiçbir otel araştırması yapmadım. İlçeye 50 kilometre kala Google amcaya ‘Datça otel’ yazdım, ilk sırada çıkan Fuda Otel’i aradım. Fiyatı ve konumu istediğim gibi olduğundan burada kalmaya karar verdim. Fuda Otel Datça merkezde, denize sıfır, 16 odalı çok şık bir otel. Özellikle manzarası ve bu manzarayla birlikte yapılan kahvaltısı mükemmel. (Fuda Otel iletişim: 0 252 712 81 88) Datça’ya gitmişken etrafta biraz dolaşmamak olmaz... Eski Datça’nın hemen girişinde bulunan Orhan’ın Yeri, neredeyse Can Yücel ile özdeşleşmiş bir mekân. Yakın dönemimizin en büyük şairlerinde biri olan Can Yücel, 1990’da geldiği Datça’da zamanının büyük bir bölümünü bu mekânda geçirirmiş.

Oldukça otantik ve doğal dekore edilen bu mekânın her köşesinde Can Yücel’den bir hatıra bulabilirsiniz. Hatta üstadın ölmeden bir gece önce yarım bıraktığı şarabı, özel bir bölmede saklanıyor. Orhan’ın Yeri’nde harika yöresel lezzetleri tadabilir ya da sıcak-soğuk içeceklerinizi yudumlayabilirsiniz. (Orhan’ın Yeri iletişim: 0505 637 16 31)

 

HAYITBÜKÜ’NÜ GÖRMELİSİNİZ


Biraz önce de bahsettiğim gibi Datça’da 50’nin üzerinde koy var. Hepsi birbirinden temiz, birbirinden güzel bu koyların içinden seçim yapmak zor tabii. Ancak ben, 4 günlük Datça gezimde, gördüğüm koylar içinde en çok Hayıtbükü’nü beğendim. Datça merkeze 20 kilometre mesafedeki Hayıtbükü’ne arabayla, harika bir manzara eşliğinde yaklaşık 40 dakikada ulaşabilirsiniz. Çevresinde birçok konaklama tesisi, restoran ve kafelerin olduğu Hayıtbükü’nde denizin ve manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Dedim ya, bu klasik bir gezi yazısı değil. Bugün, ‘Datça’da şuraya gidin, bunu yiyin, buradan alışveriş yapın’ tavsiyelerini ben değil, Datçalıların bizzat kendisi verecek. Şimdi sizleri onların tavsiyeleriyle baş başa bırakıyorum... İşte, Datça halkından Datça’ya gideceklere rehber niteliğinde öneriler:

 

 

Mustafa Sönmez

MUSTAFA SÖNMEZ
(BESİCİ VE ESNAF)


Mekân: Emek Restoran (Datça – liman)
Yemek: Fangiri Balık Lokantası’nın menüsü
Konaklama: İskele Mahallesi Köse Otel ve Kulüp Datça
Koy: Gereme Koyu
Hediyelik: Bal-badem

 

 

Fazilet Tütüncü

FAZİLET TÜTÜNCÜ
(İŞ KADINI – HANIMAĞA)


Mekân: Liman Restoran
Yemek: Datça çuprası
Konaklama: Cebeci Pansiyon (Palamutbükü)
Koy: Palamutbükü
Hediyelik: Bal, badem ve harnup (keçiboynuzu) pekmezi

 

 

Orhan Karadağlı

ORHAN KARADAĞLI (ESNAF)


Mekan: Orhan’ın Yeri (Eski Datça)
Yemek: Izgarada oğlak eti
Konaklama: Akdeniz Otel
Koy: Burgaz Koyu
Hediyelik: Bal-badem - zeytinyağı

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.